Seviyeniz eğer başlangıç düzeyindeyse bu sınavlardan dilediğiniz puanı üç ay içinde almanız maalesef ki sizin için bir ihtimal değil. Eğer bu seviyelerde iseniz aşağı yukarı 70 puan almak için yapacağınız planlama en azından bir yıllık bir süreyi kapsamalı. İlk etapta İngilizcenin temel kelime ve dil bilgisini edindikten sonra bolca okuma ve çeviri çalışması yaparak A1, A2 ve B1 seviyelerini aşmalısınız. Bu düzenli bir çalışmayla takriben 4 -7 ay sürecek. Bu seviyede daha çok temel ve bileşik cümle yapılarıyla haşır neşir olacaksınız ve B1 seviyesi sizin YDS ve YÖKDİL'deki 30-40 puan bandına erişmenizi sağlayacak.
Sonraki aşamada B2 ve C1-C2 seviyelerine erişim için kompleks cümle yapısı, bunun için gerekli olan dil bilgisi yapılarının edinimi ve bunların edinimi için gerekli olan okuma pratiğinin sağlanması ihtiyaç. Tüm bunları yaparken de bir yandan kelime bilginiz her gün artıyor olacak. B2 seviyesine gelmeniz, sınavda sizi 50-60 puan bandına, C1 seviyesi, 70-80 puan civarlarına ve C2 seviyesi 90 ve yukarısına taşıyacak. Tabi bu bahsettiğim seviyeler sadece okuma becerisi için geçerli. Bu sınavlara hazırlık aşamasında dinleme, yazma ve konuşma becerilerini dikkate almıyoruz. Tüm bunları yaparken her sınava hazırlık döneminin son bir ayı sürekli deneme sınavı çözümü şeklinde geçirilmeli. Test tekniğinin gelişimi için bu, olmazsa olmaz. Sınavların her ikisi de 180 dakika yani 3 saat. Üç saat kalacağınız bir sınava günde bir saat çalışarak dilediğiniz puanı almanız mümkün değil. Bu 90 dakikalık maça 45 dakikalık idmanlarla hazırlanan bir futbolcunun durumuna benzer. O futbolcu maçı nasıl bitiremezse siz de sınavı bitiremezsiniz ve sınavın ilk bir saatinden sonra performansınız düşer.
Çalışma planınızı ortalama 45 dakika kelime çalışması, 45 okuduğunu anlama ve çeviri ve 45 test çözümü ve 45 dakika eksik konuların çalışılması şeklinde dağıtabilirsiniz. İlk çalışmaya başladığınızda bu alanları 10-15 dakika civarında tutup günlük çalışma sürenizi 45 dakika ile sınırlayın. Bu süreyi her hafta 15 dakika arttırmaya çalışın. Haftanın altı günü yoğun bir şekilde çalışın ve bir gününüzü dinlenmeye ayırın.
Çalışmalarınız sırasında yanlış yaptığınız her bir soruyu neden yanlış yaptığınızı kendinize sesli bir şekilde anlatın. Eğer anlatamıyorsanız anlamamışsınızdır. Anlamadığınız bir hatayı yine yapacağınızdan emin olabilirsiniz.
Çalışma döneminiz boyunca sorularınız olacaktır. Birlikte çalıştığınız öğretmene sorun. Eğer cevabı sizi ikna etmiyorsa bir daha anlatmasını isteyin. İkna değilseniz karşı argüman sürün ve fikrinizi savunun. Bunları yapmadan öğrenmeyi düşünmeyin. Eğer hocanızın her dediğini sorgusuz kabul ediyorsanız ya hocanız sizi ya da siz kendinizi manipüle ediyorsunuz demektir. 20 yıla yaklaşan öğretmenlik hayatımda benim anlatımımdan sonra anladığını düşünüp beş dakika sonra aynı tip sorularda üst üste hata yapan yüzlerce öğrencim oldu çünkü kendilerini anladıklarına ikna etmek istiyorlardı. Kendinizi manipüle etmeyin.
Kendinizi düzenli olarak denemelere tabi tutun. Sonuçlarınızı bir yere yazın. Eğer girdiğiniz son beş deneme sınavında doğru sayınızda artış yoksa bir yerlerde bir hata var demektir. Eğer günde üç saat ve üstü çalışıyorsanız süreyi arttırmaktan önce çalışmanızın niteliksel tarafını irdeleyin. Çok büyük ihtimalle yanlışlarınıza gereken zamanı ayırmıyorsunuz.
Üç saatte çözdüğünüz bir sınavın ek çalışması kimi zaman üç saatten bile fazla sürebilir. Bu süreyi ayırın. Bilmediğiniz kelimelere sözlükten bakın, cümlelerde anlamadığınız kısımların altını çizin ve yapamadığınız soruları öğretmeninize sorun. Eğer bir öğretmenle çalışmıyorsanız bu kısımları anladığınızdan emin olmak için kendi kendinize sesli bir şekilde anlatmayı deneyin. Eğer anlatamıyorsanız anlamamışsınızdır.
Sınava hazırlık döneminde küçük aksaklıkları gözünüzde büyütmeyin. Örneğin, son üç sınavınız düzenli olarak yüksek geldi ancak dördüncü denemenizde düşüş yaşadınız. Bu çok normal. Hiçbir grafik lineer şekilde artış göstermez. Dönemsel düşüşler sizin daha yükseğe çıkabilmeniz için gereklidir. Bu dönemleri iyi şeylerin gelişimi için gerekli olan mayalanma evresi gibi düşünün.
Derslerde gözlemlediğim en ilginç olgulardan biri insanların soru sorabilmek için canlı ders satın almaları ancak canlı derste hemen hiç kimsenin soru sormaması. Soru sormuyorsanız öğrenmiyorsunuz. Soru sormamanızın sebebi de başkalarının sizi yargılamasından korkmanız. Emin olun kursunuz bittiğinde o insanları bir daha görmeyeceksiniz ancak sormadığınız sorular yüzünden de öğrenememiş ve istediğiniz puanı alamamış olacaksınız. Seçim sizin. Ya egonuz ya da başarınız!