Tuhaf Tavsiyeler ve Kendini Başkalarıyla Karşılaştırma Üzerine

Malum güzide memleketimizde "Bilmiyorum" lafı pek kullanılmaz (bkz. Cem Yılmaz ve Faruk Eczanesi). İnsanlar kendilerine soru sorulduklarında ya da kendilerini konuştukları insanlardan daha üstün hissettiklerinde bunu gösterme gereksinimi duyarlar. Bu durumlar da toplumda bir nevi geçirgen kast sistemlerinin oluşmasına neden olur. Mesela, İngilizce bilenler ve bilmeyenler, YDS'den geçer notu almış olanlar ve henüz alamamış olanlar, arabası düz vites olanlar ve otomatik vites olanlar... Örnekler çoğaltılabilir.

Herhangi bir durumda siz, sizden yukarıda olduğunu düşündüğünüz birine denk gelirseniz, ki bu en yakın arkadaşınız bile olsa, onu size hiçbir işe yaramayan tavsiyeler verirken bulabilirsiniz. Veya bu tavsiyelerin geçerliliği de olabilir ancak öyle bir tonda söylenmiştir ki sizin o işe başlayacağınız da varsa o şevk içinizden gidiverir. Bu yüzden tavsiye verip tavsiye alırken dikkatli olmak, her tavsiyeye kulak asmamak önemlidir. Her konuda verilebilecek en iyi tavsiye, gelişmek istediğin alanla ilgili kötü de olsa bir planının olması ve bu planı sürdürebilmen gerekliliğidir.

Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak yerine önceki versiyonunuzla kıyaslayın. Üç ay önce hangi beceri setine sahiptiniz? Şu anda bu beceri setlerinde bir değişim var mı? Duygu durumunuz nasıl? Düzenli olarak öğreniyor musunuz yoksa öğrendiğinizi düşünmek ve iyi hissetmek mi istiyorsunuz? Bu sorular kendinizi gözlemlemenizde oldukça işinize yarayacaktır. Eğer süreç içinde başkalarının görüşlerine kendinizin kendinizle ilgili görüşlerine verdiğinizden daha fazla değer veriyorsanız yanlış yoldasınız. Unutmayın. Kimse sizi sizden daha iyi tanıyamaz.